Kaçamazsın Yazgından
İstanbul’un kalbinde, sularla çevrili bir kule… Yüzyıllardır rüzgârla fısıldaşan, her dalgada bir sır saklayan o yer: Kız Kulesi. Bu şarkı, onun taş duvarlarına kazınmış bir hikâyeyi yeniden anlatıyor. “Kaçamazsın Yazgından”, geçmişin efsanesini bugünün duygularıyla birleştirerek, kaderin kaçınılmaz gücünü hissettiriyor.
Rivayete göre bir kehanet, kralın kızının bir yılan tarafından ısırılarak öleceğini söyler. Kral, kızını korumak için denizin ortasında bir kule yaptırır. Ancak kader, alın yazısını unutmamıştır. Zehirli bir yılan, meyve sepetiyle kuleye ulaşır ve prensesin hikayesi orada son bulur. Bu trajedi, “Kaçamazsın Yazgından”ın kalbinde yeniden hayat bulur.
Parça, sadece bir efsaneyi değil; insanın kendi kaderinden kaçamayışını, sevda ile korku arasındaki ince çizgiyi anlatıyor. Melodiler, Kız Kulesi’nin yalnızlığını; sözler ise kaderin soğuk ama kaçınılmaz dokunuşunu yansıtıyor. Her dizede geçmişle bugün birleşiyor, rüzgârla taşınan bir masal gibi dinleyicinin kalbine dokunuyor.
MEY Müzik’in bu güçlü yapımı, mistik atmosferiyle dinleyiciyi derin bir hikâyenin içine çekiyor. Duygusal yoğunluğu, İstanbul’un puslu akşamlarını ve denizin hüznünü hatırlatıyor. “Kaçamazsın Yazgından”, kaderle yüzleşmenin, kaçışsız bir sevdanın ve zamana meydan okuyan bir efsanenin müzikal yankısı.
Her dinleyişte farklı bir anlam bulan bu eser, geçmişin efsanelerinden ilham alarak bugünün duygularına sesleniyor. Çünkü bazı hikâyeler asla bitmez… sadece yeniden doğar, rüzgârın yönüyle, kalplerin ritmiyle.