Hayat bazen bir şehrin sokaklarında başlar, bazen o şehir insanın kaderine dönüşür.
“İstanbul’un Kalbinde Ömrüm Saklı”, bir insanın çocukluğundan bugüne uzanan yolculuğunu İstanbul’un ritmiyle birleştiriyor.
Çarşamba’da başlayan bir hayatın, İstanbul’da kök salan hikayesidir bu.
Küçük bir evde soba başında ısınan, çimenlerde yalınayak koşan bir çocuğun; büyüdükçe değişen, ama umutla tutunan yüreğinin sesi.
Her dizesinde o saf günlerin sıcaklığı, her melodisinde yılların ağırlığı var.
Kağıthane’de yeniden başlamak, kalabalığın içinde yeni yüzlerle tanışmak, sonra bir gün, hayatın en güzel anında sevdiğini bulmak...
Bu parça, şehirle insanın arasındaki duygusal bağı, kaybolmadan yaşamanın inceliğini anlatıyor.
Ve bir yerde hepimizin içinde yankılanan o duyguyu hatırlatıyor:
“İstanbul’un Kalbinde Ömrüm Saklı”, dinleyen herkeste kendi hikayesini canlandırıyor.
Bir göçün, bir değişimin, bir kaybın, ama aynı zamanda bir umudun sesi bu.
İstanbul’un gürültüsüyle birlikte atan bir kalp, geçmişin izlerini taşırken geleceğe tutunan bir ruh…
Bu şarkı, şehrin sesinde kendi sesini duyanlar için.
Çünkü İstanbul yalnızca yaşanacak bir yer değil — insanın içinden geçen bir duygu, bir yol, bir ömür.