HAYATIMIN SIRRI
“Hayatımın Sırrı”, bir şarkıdan çok daha fazlası… Bir evladın babasına duyduğu sevginin, özleminin ve minnettarlığın en saf haliyle dile gelişidir. Bu parça, Sivas’ta doğup İstanbul’da son nefesini veren bir babanın, arkasında bıraktığı sevgi dolu izlerin melodik bir hikayesidir. Her dizede bir çocukluk anısı, her kelimede bir baba nasihati yankılanır.
İstanbul’un sessiz bir gecesinde başlayan bu şarkı, bir evladın iç sesiyle başlar. Gökyüzü ağladığında bile, bir baba figürünün koruyuculuğu hissedilir. “Yaşamımızın sırrıydın sen…” dizesi, yalnızca bir kişiye değil, babalık kavramına bir saygı duruşudur. Çünkü bu parça, bir kaybın hüznünü değil, o kayıptan geriye kalan sevgiyle yoğrulmuş bir yaşamı anlatır.
“Hayatımın Sırrı”, dinleyen herkese kendi babasını, kendi anılarını hatırlatır. Sivas’tan İstanbul’a uzanan bu yolculuk, aslında her evladın kalbinde taşıdığı bir minnettarlığın sembolüdür. Şarkının duygusal dokusu, yalnızca sözlerde değil, notalarda da gizlidir; hüzünle umut, kayıpla sevgi birbirine karışır.
Her dinleyişte, insanı geçmişe götürür: soba sıcaklığında anlatılan masallara, bir babanın sessizce sarf ettiği öğütlere, bir omzun yokluğunda hissedilen derin sızıya. Ama sonunda, bu şarkı bir vedadan çok bir kavuşmayı anlatır — çünkü “Hayatımın Sırrı”, sevginin ölümle bitmeyen, sonsuz bir bağ olduğunu fısıldar.
Dinleyici, bu parçayla yalnızca bir hikâye dinlemez; kendi yaşamına, kendi ailesine, kendi köklerine doğru bir yolculuğa çıkar. Ve şarkı bittiğinde, geriye sessiz bir dua, sıcak bir tebessüm ve kalpte yankılanan tek bir kelime kalır: “Baba.”